İYİLİK VE MUTLULUK ÜZERİNE

İYİLİK VE MUTLULUK ÜZERİNE

Kötülüğe yenik düşen dünyayı anlamaya çalışmış Özgür Velioğlu. Sinemayı yani filmleri, hayatın, toplumun izdüşümü olarak görmüş ve onlar üzerinden incelemiş konuyu: “Kötülüğe Yenik Düşen Türk Sineması” diye bir kitap yazmış.

“Çok sevgili Defne Hanım,

Hayatınızdaki tüm kötülüklerin yok olması,

Hep iyiliklerle karşılaşmanız dileğiyle…”

Diyerek imzalamış bana.

Kendisi Kocaeli Üniversitesi’nde, İletişim Fakültesi’nde öğretim üyesi. Beni, bir atölye gerçekleştirmem için davet etmişti okuluna. Türkiye’nin dört bir yanından gelen seçilmiş öğrencilerle üç gün süren bir film atölyesi yapmıştık.

Minyon, iyicil, sevimli, anlayışlı, sempatik bir insandı. İyi insan olduğu her halinden belli olan insanlar vardır ya, onlardandı.

Geçen sayıdaki yazımdan da anımsarsınız, iyilik, kötülük üzerine düşündüğüm bir süreçteyim. Belki siz de öylesiniz. Nereye gidiyor bu dünya yahu, diyerek şaşkın şaşkın bakıyorsunuz etrafınıza, anlamaya çalışıyorsunuz. Belli ki Özgür Hanım da bizden! Kafası karışanlardan, anlayamayanlardan, anlamakta zorlananlardan yani!

Ne zaman merak ettiğim bir konu olsa onu kendime iş edinirim, kendimce üstünde çalışırım, üstüne “eğilirim”.

Özgür Hanım da öyle yapmış. Kitabın üstüne unvanlarını yazmayarak üstelik! Aslında o bir doçent.

Diyor ki kitabında, istatiksel olarak kötü insanlar daha az sayıda. Ama daha güçlüler, çünkü etkinler. Köşe başlarını tutmuş durumdalar. O yüzden dünyaya kötülük hakim!

Allah Allah! Birinin bunu sesli sesli üstelik bilimsel bir üslupla söylemesi ne güzel yav!

Fromm’dan aktardığı kuzu kurt ikilemi de pek hoş!: “Bazıları insanların kuzu, bazıları da kurt olduğuna inanır.”

Fromm’a göre büyük engizitörler ve diktatörler kendi düzenlerini oluştururken insanların kuzu olduğu, bu nedenle kendileri adına karar verecek önderlere gereksinme duydukları inancı yüzünden önderler de şuna içten inanmışlardır: Kendileri, insanlara istediklerini verdiklerinde -acı olsa da- ahlaksal bir görevi yerine getirmekte, insanların omuzlarından sorumluluk ve özgürlük yükünü almaktadırlar.

Veeee şu meşhur deyişi açıklıyor bizlere ”homo hamini lupus”u. İnsan insanın kurdudur, imza Hobbes! Koyunlar peşinden gidecekleri birine ihtiyaç duyarlar, kurtlarsa onları yemeye. Öyleyse koyunlar kurtların peşinden gideceklerdir, arkadaşlarından bazılarını kurban vere vere.

Sonra da soruyor yazar bize, Hitler milyonlarca Yahudi’yi tek başına mı yok etti?!.

Kitabını, “kötülükten muzdarip olmuş tüm İyi’lere” ithaf etmiş Doç.Dr. Özgür Velioğlu Metin.

Bu yazarın bir kitabı daha var, “Mutluluğun Resmini Yapmaya Çalışan Türk Sineması”.

Bu konular hep, benim de üzerine düşünüp durduğum konular.

Eminim çoğumuz sorguladık, sorguluyoruz. İyiliğin peşinden gittik de ne oldu, mutlu olanlar kötüler mi ya da kötüler mutlu mudur? Mutluluk nedir, nerededir ve saire…

(Zaten kitabın daha başında mutluluğu tanımlamanın imkansızlığından bahsetmiş!)

Kapağında “Neşeli Günler” filminden çok neşeli bir kare olan “Mutluluğun Resmini Yapmaya Çalışan Türk Sineması” adlı kitabı da başka bir yazımda anlatırım.

Loading

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir