Tekkesine gelenleri hiç boş çevirmedi o mübarek kadın,
Hiç sormadı nedir muradın,
Hissetti ve yön verdi,
Herkes huzurdan ayrılırken mutmaindi…
Hanımlara şunu söylerdi pek sık;
“ Aldatırlar bir çürük yumurtaya,
Tüm varlığını elinden alırlar,
Aman kızım! Pirimiz Celâleddin-î Rumî,
Bize bunu öğütledi!
En akıllı kadına bile,
Aklına güvenme dedi…
Bir çürük yumurtaya,
Alırlar elinden o en çok güvendiğini!..”
Hanımlar hep biraz şaşkın,
Hep biraz inanmaz ayrılırdı onun yanından,
Ne zaman düşerlerdi tuzağına o bıyıklıların,
Ya da sakalsız kravatlıların,
Hani o çok dostane yaklaşan,
Ilıman oğlanların,
Anımsarlardı Şeyha Bacı’nın ettiği o lakırdıyı,
Bir daha da hep uyanık yatarlardı,
Kalınca onlardan biriyle başbaşa,
Duymak için İblisi ve her türlü tıkırtıyı…
Ey benim saf gönüllü Havva kızım,
Sen de uyanık yat e mi,
Oltanın ucunda büyük tuzak var,
Kıvırcık, matruş, bıyıklı ya da berduş,
Yarı serseri yarı hanımefendi,
Bulurlar her türlü herifi,
Takarlar oltanın ucuna,
Dünyanın belini bellemiş nice acar kadını,
Düşürmek için,
Çirkefe,
İçinden çıkılmaz tuzaklara…