Ne var ne yok dersen bana
Sıradan işlerle dolu günlerim
Küçük bir sahil kasabasında
Daha yavaş hareketlerim
Ne kadar çok hasar almışım
Farkında değildim
Ne var ne yok dersen bana
Küçük bir sahil kasabasında
Geçiyor günlerim
Akçakoca’da kış hazırlıkları tamamdır. Fındık işleri bitti, hanımların kavanoz kavanoz kış hazırlıkları bitti. Tadilatlar da hemen hemen bitti. Çalışkan Akçakocalı kadınlar, hem fındığa gitti hem domates, menemen sosunu, acukasını, reçelini yaptı. Bu söylediklerim asgarisi… Daha yufkasını, eriştesini yapan da var!
Bense anca taşındım, yerleştim, şiir yazdım, köşe yazdım, röportaj yaptım, beste yaptım, denize girdim. Günlük işlerime bile zor yetiştim. Akçakocalı kadınların yanında utandım, ezildim.
* * * *
Size Orhangazi İlköğretim Okulu’nun Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi olup olmaması ile ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Babam o okulda üç sene çalışmış. Şimdi düşünelim Avrupa’da ünlü bir sanatçının kaldığı otel odası bile müzeleştiriliyor, korunuyor. Elbette okulun kültür merkezi yapılması doğal, olağan bir iş olurdu. Ama olmasını istemeyenlere de gücenecek değiliz. Türkiye’nin dört bir yanında zaten babamın adını taşıyan sokaklar, parklar, bulvarlar, kültür merkezleri var.
Ama eğer Akçakoca’da Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi olsaydı ben de büyük bir mutlulukla orada sinema, fotoğrafçılık, gitar, iletişim dersleri verirdim. Dahası benden babam Rıfat Ilgaz’ı, gene yazar olan annem Afet Ilgaz’ı dinlemek isteyenlerle söyleşiler yapardık.
Güzel olmaz mıydı?
* 28 Ekim 2020 tarihli Akçakoca Sahilin Sesi Gazetesi’nde yayınlanmıştır.