Şaban-ı Veli’ciler babama kızıyorlarmış. İnek Şaban’dan ötürü.
Derviş’e böyle kızgınlıklar yakışıyor mu bakayım? Hem inek hayırlı mahluktur, tapanı bile vardır.
Kastamonulu Halveti Şaban Hazretleri sağ olaydı bu ham dervişlerine, muhibbilerine ne derdi bilemiyorum ama babam dervişi olsun isterdi. Babam inziva insanıydı, Halvetiye’ye uygun olarak. Tenhayı severdi, uzleti.
Hem babam halkı da severdi, menfaatsiz. “Hak aşığıydı” basma kalıp deyişle. İşçinin emekçinin hakkını savunur dururdu o ve arkadaşları, yoldaşları. Yani kısaca halkı hak için severdi. Şaban- ı Veli hazretleri babam onun dervişi olsun isterdi eminim, kalbinden geçeni doğru dosdoğru ve latif şekilde söyleyen bu ozanı kötü sözler sarfeden şimdiki takipçilerinden evlâ görürdü, ona da eminim.
Veli demek dost demek bilir mi acaba o hamhalat taşlamacılar, babamı taşlayacaklarına halka haksızlık edenleri taşlasalar ya! Babam ömrü boyunca bunu yaptı, sözünü düşmana taş gibi söyledi, dosta su gibi.
Çile Farsça bir kelimeymiş kırk demekmiş. Çile onun yaşam biçimiydi, sadece kırk günlük bir terbiye yolu değil.
Dervişlerin bir dergaha müntesip olmadan önce yaptıkları gibi o da terk i dûnya ederek koyulmuştu inandığı yola. Dûn alçak demek, o hiç alçakistanın adamı olmadı dostlar.
Hiç mal mülk edinmedi, bir işçi emekli maaşı bıraktı. Ben onun bana bıraktığı paralarla çocuklarımı okuttum, ümreye gittim, hacca gittim. Babamı kınayan adamlar arkalarında nasıl evlatlar bıraktılar bilmiyorum ama babamın arkasında ona her daim Fatiha okuyan bir evlat var.
-
30 Temmuz 2019 tarihli Bartın Gazetesi’nde yayınlanmıştır.