ETWINNING VE 80’LER
Etwinning nedir bilmiyordum. Akçakoca Sosyal Bilimler Lisesi’nden Ali Semih Demirci Hoca beni arayana kadar.
Türkiye’nin çeşitli illerinden 36 öğrenci ve öğretmenleri ortak çalışmayla bir proje hazırlamışlar. Projeleri 80’leri anlatan bir sanal müze!
Beni kapanış webinarına konuk etmek istediler. Kabul ettim.
80’lerin benim hayatımda ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu, soruları cevaplarken anladım. Gitara başlamam, ilk bestelerimi yapmam, üniversiteye girmem, televizyona çıkmam hep bu yıllara denk geliyordu.
* * * *
Annemin bana aldığı mikroskobu birkaç ayda, bir köşeye atıvermiştim. Gitara da aynısını yapacağımı düşünüyordu. Bu yüzden bana gitar almayı reddetmişti.
Ders başarım iyi olduğu için dedem beni çok takdir ederdi. Bu yüzden ilk gitarımı almaya o talip olmuştu. Türkiye’nin dört bir yanından katılan öğrencilerin sorduğu soruları yanıtlarken bu ve başka hatıralar aklıma geldi. Lisedeki öğretmenlerim Sinema Tv bölümünü istediğimi duyunca adeta feveran etmişlerdi. “Ne olacaksın, tamirci mi” diye soruyorlardı.
Sinema tv bölümleri şimdilerde çok yaygın ama o zamanlar Türkiye’de dört taneydi. Programın içeriği tam olarak bilinmiyordu.
Ben de etwinningi bilmiyordum. AB’nin iletişim, proje geliştirme işbirliğiymiş. Erasmus’a da entegre edilmiş. Okulların idarecileri, öğretmenleri tarafından yürütülen bu projelerin, yurt içi ve yurt dışındaki okulların katılımıyla etkileşimi arttırılıyor.
Teknoloji destekli projeler sayesinde proje kültürünün yaygınlaşması sağlanıyor. 2005 yılından beri 120 binin üzerinde proje gerçekleştirilmiş.
Projenin kapanış webinarında onlara 80’li yıllarda yaptığım bestelerden çaldım. Babamın şiirinden yaptığım bestemi de çaldım.
O dönemin şarkıları da insanları da daha duygusaldı. Onlara biraz bunu anlatmaya çalıştım. Onlar da ben de güzel vakit geçirdiğimizi düşündük. İnternetsiz, cep telefonsuz, tek televizyon kanallı 80’leri iyi tarif ettiğimi söylediler.
İlk gençliğime denk gelen 80’leri konuşurken çok fazla şey anımsadım. Televizyon yani TRT, 20:00’da İstiklal Marşı ile açılırdı 00:00’da gene İstiklal Marşı ile kapanırdı. Hanımlar Sizin İçin adlı bir sabah kuşağı başladığında ben genç kızdım. O kuşakta annemin yazdığı Toprak İnsanları adlı romandan çekilen dizide asistan olarak başladığımda henüz 16 yaşındaydım.
Üniversiteyi kazandığımda da 16 yaşındaydım. Sinema Tv Bölümünde okumaya başlamadan setlerde çalışmaya başlamıştım.
Etwinning projesi kapsamında gençlerle konuşurken 80’lerin benim için çok verimli geçtiğini anladım. İhtilalden de konuştuk tabi. 80 öncesi akan kanın müsebbibi kirli siyasetti. 80 sonrası apolitikleşen Türkiye’den de bahsettik. Özal Türkiye’sinde gençler başka türlü hırslar edinmişlerdi kendilerine. Gene de şimdikine göre toplumsal sorunlarla daha çok ilgilenilirdi.
Romantik bir dönemdi; o zamanın şarkıları, filmleri daha duygu yüklüydü, daha idealist bir dönemdi henüz hayallerimizi kaybetmemiştik.
Etwinning projesine katılan öğrenci ve öğretmenler kapanış webinarında anlattıklarımın onların araştırmalarıyla örtüştüğünü söylediler. Ben de onlara beni projelerine dahil ettikleri için mutlu olduğumu ve onur duyduğumu söyledim.
* 18 Haziran 2021 tarihli Bartın Gazetesi’nde yayınlanmıştır.