HAYAT ARKADAŞI

Altı yıldır Düzce’deyim.

“Sıfırdan başlamak gerek bazen…”

Sıfırın da altı var.

Annem gitti, çocuklar gitti. Kardeşler (zaten üveydiler) mirastan büyük payı aldılar ve gittiler.

Kocam kanserden gitmişti.

Gördüğünüz gibi gitmeler çeşit çeşit. Ben yaşlardakiler türlü türlü gitmeler görüyorlar. 

Sıfırın altında tanıdım onu. Şiirler, besteler, yazılar, çiziler, bir hayat arkadaşı etmezler!

Arkadaşlarım, doğduğum, büyüdüğüm, varolduğum şehir üç saat uzaklıktayken, geldiğim yere artık dönecekken,  “gitmeyin” dedi, “burada sizi tanıştıracağım çok insan var.”

Onun sayesinde birçok Düzceliyle tanıştım, birçok toplantıya, etkinliğe dahil oldum sonrasında. İçim daha çok ısındı Düzce’ye, dönesim gelmedi İstanbul’a.

Tam gitmek üzere evimi topluyor, daha doğrusu dağıtıyorken tanıdım onu. Gitmeyin, dedi.

Benim sanatçı korkularıma, çekingenliklerime tahammül gösterdi ve destek verdi. Münzevi inadımdan vazgeçirdi beni.

Herkes kötü değilmiş, dedim.

“Adapte” oldum, “entegre” oldum yavaş yavaş… Türkçesi, zamanla bütünleştim, uyum sağladım. Toplumla, hayatla…

Kendi dergimiz Sitemder’de 50. yaşıma girecek olmamla ilgili bir yazı yazdım ve ondan bahsettim. Artık hayat arkadaşım olan sabırlı ve vefalı insandan. Ama adını vermedim. Merak etmişler.

Arif olan anlar. Bana bir şey sorduğunuzda ya da teklif ettiğinizde kimle istişare ediyorsam, gitarımı hiç erinmeden kim taşıyorsa, kimden sürekli destek ve yardım görüyorsam demek ki kişi malumdur.

Sormayın.

Biz böyle şeylere cevap vermeye hala utananlardanız.

Loading

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir