ABSÜRT

Ey Norveç!

Bak lafı uzatmıyorum, ya burası Norveç olur, ya gelir orayı Türkiye yaparız!

Asabım çok bozuk.

Ne tür bir plan yapacak olursak olayım kocam, “seçimlerden sonra” diyor.

Aile toplantılarında bile huzur yok. Bir araya gelen babalar, oğullar, analar, kızlar, kuzenler, eltiler hep kavga etmekteler. Konu hep seçimler hep seçimler.

Ben sana diyim Norveç. Ya burası Norveç olur ya orayı Orta Doğu yaparız.

“Niye ben, niye hep ben” dediğini duyar gibiyim. Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla. Londra’dakiler de duysun, bu böyle. Lamı cimi yok.

Ya herru ya merru.

Bu seçimler ya hep beraber batarız ya hep beraber çıkarız. Anladın sen onu.

***

Evde kutular açılıyor, kitaplar mitaplar yerleşiyor. Dosyalar, evraklar, arşivler, fotolar bir kez daha elden geçiyor. Misafir bile ağırladık, dolma bile sardık, bu demektir ki her şey yoluna giriyor.

Bilgisayarımı kurdum ders çalışmaya başladım.

Evinizde kurduğunuz mutlu dünya bir yere kadar. O televizyonu açana kadar.

Ülke yamyamlarla mı doldu yoksa onlar hep vardı da internet minternet olmadığından haberimiz mi olmuyordu.

Temizlik şart.

Eğitimden de bile önce. Temizlik şart.

Temizlemeli. Anne köpeklere, iki aylık kedilere, kendi öz kızına tecavüz edenleri ve benzerlerini temizlemeli. Onlar hapiste çürümemeli, geri dönüştürülmeli. Tıp fakültelerine kadavra lazım. Organ yetersizliği çekenlere organ lazım.

***

Düzce’de gündüz 21, 22 dereceleri gördük. Kaloriferleri kapadık, atletle gezdik. Efendim, insanoğlu doğanın dengesini bozmuş. Kim bu insanoğlu? Bir bulursam onu çok fena yapacağım.

***

Kocam istek parçası yapıyor. Diyor ki şu tarikatlar için de iki satır yaz. Aslında şeytan diyor ki, “seçimlerden sonra” de, kestir at. Ama ben onu kıramam.

Tarikatlar canımıza okudu. Bütün kurumlarımızın en içlerine kadar girip yerleştiler. Henüz kimsenin tehlikenin yeterince farkında olduğunu sanmıyorum.

Bu işin “geri dönüşümü” nasıl olur bilemiyorum, bulamıyorum.